2 Mart 2012 Cuma

DGS Deneme Sınavı Sonrası Değerlendirmelerimiz

Sevgili DGS Öğrencilerimiz,

Deneme sınavı sonuçlarının açıklanmasından sonra, aldığı puan beklediğinden düşük gelen pek çoğunuzun motivasyonunun düşük olduğunu gözlemlemekteyiz. Birçoğunuz bu sürecin oldukça zor olacağını düşünmektesiniz. Nasıl devam edeceğinizi bilemiyor, hatta hazırlanıp hazırlanmamak konusunda tereddüt ediyor dahi olabilirsiniz. Şimdi lütfen biraz gevşeyin, yaslanın koltuğunuza ve alttaki satırları dikkatlice okuyunuz. Eminim okuduklarınız kendinizi biraz daha iyi hissetmenize vesile olacaktır.

Bizler, tüm sınavlardan en yüksek puanları almanızı istemekle beraber, siz 2012 DGS adaylarını tarihin en şanslı DGS adayları olarak görmekteyiz. Bunun nedenlerine gelince:

Öncelikle 2010’daki kontenjan artışı ile o güne kadar neredeyse ancak 3 yılda yerleşebilecek kadar aday, hayal bile edemeyecekleri bölümlere yerleşerek DGS’yi kazandı ve sistemden çekildi. Aynı süreç 2011’de de yaşandı. Dolayısıyla sistemin nitelikli, sınav tecrübesi fazla olup net ortalamaları çok yüksek olan yığınları yarışmadan çekilmiş oldu.

İkincisi, sınavlar zorlaşmadığı halde yukarıdaki nedenlerle Türkiye sayısal ve sözel net ortalamaları hızla düşmekte. 2009’da sayısal Türkiye ortalaması 36,5 iken 2010’da 29’a ve 2011’de 26 ya düştü. Sözel ise 2009’da 44 iken 2011’de 35’e düştü. Böylece sizler artık çok daha az net ile çok daha iyi üniversitelere yerleşebiliyorsunuz.

Örneğin sayısalda 65 AÖBP’ye sahip bir aday 2010 da 73 sayısal ve 57 sözel net ile 2700’üncü iken, 2011’de 71,5 sayısal ve 60 sözel net ile ilk 750 içine girebilmiştir. Kısacası eskiden bazı bölümler için 80’e 80 yapmak bile yetmeyebiliyorken, artık 70’e 70 yapan başarılı sayılmaktadır.

Üçüncüsü, 2010’da yerleşenlerin 2011’de sınava girmelerine neden olabilecek tek gelişme olan üniversiteden atılma kalktığı için, bu nitelikli DGS grubu, istisnalar hariç, artık sisteme ve sizlerle rekabete geri dönmeyecek. Ayrıca 2011’de bir programa yerleşenler, 2012 DGS’ye girdiklerinde, AÖBP’leri 0.6 yerine 0.45 ile çarpılacak ve sizden 6 ile 12 puan geriden başlayacaklar.

Başarı şansınızı artıran bir diğer faktör, bu yıl KPSS önlisans sınavının da bu yıl yapılıyor olmasıdır. Çünkü KPSS önlisans senelerinde, hazır KPSS’ye başvurmuşken deneme olsun diyerek, DGS’ye daha az hazırlanan kitleler girer. Bunlarda Türkiye net ortalamasını düşürerek sizin aynı netle daha yüksek puanlar ve sıralamalara sahip olmanızı sağlar. Ayrıca bu yıl tercihlerinizi yaparken hangi programın 3. Sınıftan başlamanıza imkân vereceğini, hangisinin ise sizi 1. Sınıftan başlatacağını bilerek tercih yapabileceksiniz ve kazandıktan sonra atılma stresi yaşamayacaksınız.

Sevgili arkadaşlar. Gün ağlayıp sızlamak günü değil, hele başkalarının sözlerine aldırış günü hiç değil. Marifetiniz yapabildikleriniz değil, yaptıklarınız olsun. Günde 300 soru çözebilme potansiyeli olup ta 20 soru çözen değil; 50 soru çözme kapasitesi olup bunun tamamını gerçekleştiren kişi huzurlu olacaktır.

Hepinize iyi çalışmalar ve sınavda başarılar.


6 Şubat 2012 Pazartesi

Buket Eğitim Anlayışı ve Kişiye Özgü Öğretim Modeli

Eğitim, sistem oluşturma ve sistemin işlevsel olarak yürütülmesi ile etkin olabilecektir. Uygulanacak sistemin de işlevsel olabilmesi için “kişiye ulaşmak” önem taşımaktadır. Dersi takip eden öğrencilere “grup” olarak bakmak yerine, her öğrenciye “gruba dâhil farklı karakterde bir öğrenci” bakış açısıyla yaklaşmak eğitim anlayışımızın gerekliliklerinden biridir. Oysaki Türk eğitim sisteminde “kitlesel eğitim” esas alındığından sistem başarılı öğrenciye hizmet eder duruma gelmiş olup başarısız öğrencilerin durumu göz ardı edilmiştir.

Buket (butik) eğitim anlayışını benimseyen Akademik Akademi Eğitim Merkezi, yılları eğitim/öğretimle iç içe geçmiş, deneyimli eğitimciler ve aslında daha büyük çoğunluğu iyi eğitim almış, gönlünü eğitime veren genç eğitimcilerden oluşan, dinamik ve enerjik bir kurumdur. Butik eğitim anlayışı, son yıllarda geliştirilen sınav sistemlerine yönelik ortaya çıkmış bir ihtiyacın ürünüdür. Çağdaş eğitim kuramları, bilginin işlenmesi ve yapılandırılması doğrultusunda ortaya koydukları bilimsel değerlendirmelerle de, butik eğitim anlayışının, sistematikleştirilmesi gereken ve bilginin öğrenen tarafından yapılandırılması için en uygun yöntem olduğu konusunda hemfikirdirler. Merkezimizin amacı, bu ihtiyacı en üst düzey karşılamak adına en uygun zamanda kaliteli; bilgi, birikim ve tecrübeyle ideallerinize ulaşmanız için yolunuzu aydınlatacak, her basamakta size rehber olmaktır. Bu gereklilik paralelinde kurum ve sınıf kontenjanlarımız bulunmaktadır. Yürütülecek eğitim faaliyetinin daha etkin ve daha verimli olabilmesi için sınıflarımız belirlenen kontenjanı aşmayacak şekilde oluşturulmaktadır.

Buket eğitim anlayışımıza göre, gruplar az öğrenci barındırdıkları ve "kalabalık aile" olduğumuz için, bu ortamda hem öğretim, hem de eğitim alırsınız. Yıllarca "özel grup" ve "özel ders" eğitimi veren, öğrencilere "eğitim koçluğu" yapan öğretim kadroları, mutlak ve üstün başarı hedeflemektedir. Böylece özel ders kalitesinde etkin eğitimle yaşam boyu öğrenmeyi öğrenirsiniz. Özellikle, açıköğretim programlarımızdaki pek de popüler olmayan bazı gün ve saatlerde ve bazı derslerin, öğrenci sayısı 3 ile 5 kişi arasında değişen özel grupta yapılmasıyla, kişiye özel (VIP) butik dershane olma özelliği ön plana çıkmaktadır. Nasıl ki tekstilde hazır mağazalardan satın alınanlara göre, butik bir terzinin kişinin ölçülerini alarak diktiği giysiler üzerine daha iyi oturuyorsa, öğretimde de, buket eğitim anlayışını benimseyen merkezimizin elde ettiği sonuçların daha başarılı olması kaçınılmazdır. Bu nedenle butik eğitim ve kişiye özgü modeli, ayrılmaz bir bütünün, birbirini tamamlayan iki önemli parçasıdır.

"Kişiye Özgü Öğretim Modeli" ve düzenli ders takibi ile birlikte ünite testlerini kurumun standartlarıyla çözen öğrencilerimiz, açıköğretim özelinde "ders geçme garantisi" altındadır. Diğer programlarda ise %90 başarı oranını hedeflemektedir. Dersler ana kitaba bağlı olarak ve öğretmenlerimizin ders notları ile işlenir. Dersin öğretmeni çözdüğünüz tanı testlerini toplar, birebir eğitim anlayışıyla tek tek okur ve notlar yazarak geri dağıtır (anında dönüt). Tüm programlarımızda uygulanan bu kağıt okuma tekniği ve kişiye özgü geri bildirimlerle eksikler görülür ve giderilir. "Tanıma Testleri" ve ders takibi gibi şartlara uyulmasına rağmen herhangi bir nedenle dersten başarısız olunduğunda ücretsiz olarak bütünleme döneminden yararlanılabilir. Gruplardaki öğrenci sayısı az olmasına rağmen, ücretleri son derece uygundur.

Gruplar, hazır bulunurluk düzeyi eşit ve aralarında amaç birliği mevcut olan öğrencilerden oluşur. Her öğrencinin durumuna göre özel program uygulanır. Birebir soru çözümü ve kontrolüyle, öğrencilere hem "sürekli öğrenme" hem de "tam öğrenme" uygulanır. Böylece, anlaşılmayan noktalarda yapılan tekrarlarla birlikte özel derse ihtiyaç kalmaz.

Tüm programlarımızda kullanılan sihirli kâğıt okuma tekniğimiz ve öğretim yöntemlerimizin yanı sıra, sayısalda kendisini yetersiz gören DGS, KPSS ve ALES öğrencilerinde daha etkin bir matematik öğrenimi için geliştirilen Temel Hazırlayıcı Eğitim bloku, merkezimizi farklı kılan unsurlardan bir diğeridir. Yine DGS ve KPSS modüllerinde, Tarih alanında kendini yetersiz gören adaylara yönelik olarak geliştirilen etüt saatleri ve SMMM programında Muhasebe, İktisat ve Hukuk alanlarındaki uzman kadromuz, başarının anahtarlarıdır.

Akademik Akademi Eğitim Merkezi’nin ortamı, "ikinci ev" gibi olup samimi, sıcak ve mutlak güvenlidir. Az kişilik sınıflarda, iletişim kalitesi yüksek, özgün kaynak ve sunumlarla, anlama ve algılamaya dayalı öğretim faaliyetleriyle, “tam öğrenmeyi” gerçekleştirecek bir eğitim standardına sahiptir. Tam öğrenme modelinin merkezinde, “ezbere değil işlevsel eğitim” düşüncesi ve “farklı öğrenme metotlarının kullanımı” ilkeleri geçerlidir. Öğretimin sistemli bir şekilde, bir yöntemle yapılıyor olması, eğitimimizin niteliği konusunda somut bir göstergedir.

Buket eğitim anlayışında öğrenci sayısının az olması, bir buketteki çiçek sayısının az olmasına paraleldir. Nadir olan pek çok şey gibi, öğrencilerimiz de bizim için çok değerlidir. Merkezimizde, öğrenci ile yakın işbirliği kurulur, danışmanlık yapılır. Sınav sistemindeki değişmeler, üniversitelerin intibak mevzuatları, kontenjanlar gibi teknik konuların yanı sıra, motivasyona destek ve sınav kaygısıyla baş etmenin yolları gibi psikolojik başlıklarda da profesyonel rehberlik hizmeti verilir.

Genç ve dinamik akademik kadromuz, bilimsel ve özgün öğretim metodları, sağlıklı sınıf ve eğitim ortamları, “birebir” çalışmalar ve seviye takibine dayanan anlayışımızla size başarmanın zevkini yaşatacak ve bu yolda her zaman destekçiniz olacağız. Disiplinli, özverili ve başarı odaklı eğitim sistemimizle iddialıyız.

Barış Safran

Tel: 0 212 543 44 42 – 0 212 543 86 42

25 Ocak 2012 Çarşamba

Temel Kültür Eğitimi ve Akademik Akademi Eğitim Merkezi

Akademik Akademi Eğitim Merkezi, Atatürkçü, bağımsız düşünce yeteneği ile donanmış ve toplumsal sorumluluk bilincine sahip nesiller yetiştirmek misyonuyla 2001 yılında Bakırköy’de kuruldu. Başlangıçta daha çok açıköğretim odaklı faaliyet gösteren merkezimiz, çeşitli nedenlerle örgün öğrenim şansı bulamayan yetişkinlere, sınavlarda başarı sağlamasının yanı sıra, üniversite eğitiminin en önemli unsurlarından biri olan “temel kültür eğitimi”ni de vermeyi amaçlamaktaydı. Yıllar içerisinde ALES, SMMM, KPSS ve DGS gibi çeşitli modüllere de ciddi anlamda ağırlık veren Akademik, “kişinin mesleki eğitimin yanı sıra, bir bütün halinde gelişmesi” anlamındaki temel kültür eğitimini, tüm öğrencileriyle paylaşmayı ilke edindi.

Temel kültür eğitimi, bireyin yaşamdaki amaçlarının uygarlaşmasını, duygusal tepkilerinin incelmesini ve günümüzde en geçerli bilgilerin ışığı altında, nesne ve olayların doğası hakkındaki anlayışının olgunlaşmasını kapsar. İnsanı toplumsal planda ele alan bu tanım, buradan hareketle, kişinin toplumsal ilişkilerinde seçici olmasını ve duygusal derinliğe ulaşmasını hedeflemektedir. Kuşkusuz bu aşamada tanımlanan insan uzlaşmacı, özgeci ve alabildiğine sosyal bir insandır. Kültürümüzün her ne ad altında olursa olsun, böyle bir insana yabancı olmadığı söylenebilir. Mevlana, Ahmed Yesevi ve Yunus Emre felsefelerinden çok farklı bir insan değildir burada öngörülmeye çalışılan. Gerçek şu ki, temel kültür eğitimi kavramının genel özelliklerini çizdiğimiz bu insana olan gereksinim, sadece yaşanılan toplumun dinamikleri ve istekleriyle sınırlı olmayıp dünyanın değişen koşullarıyla da ortaya çıkmaktadır.

Değişen dünya, geleceğini hiç kimsenin kestiremeyeceği sürprizlerle dolu, bunalımlı ve karmaşıktır. Merkezimiz, görünüşe göre temelleri çökmekte olan bu dünyada ve bizim uygarlık adını yakıştırdığımız ama aslında büyük bir tehlike içinde olan bu ara dönemde, temel kültür eğitimine büyük bir işlev yükleyerek ondan yol göstericilik beklemektedir. Eğer temel kültür eğitimi ve bu eğitimden geçmiş kişiler, böylesine bunalımlı dönemlerde yol göstermezse, hiçbir işe yaramayacaktır.


Bu nedenle Akademik, kuruluşundan bu yana, gençlerimizin düşlerinin buluştuğu bir merkez oluşturarak ülke düzeyinde; ideal bir eğitim ortamının yaratılmasında öncü olma vizyonuyla çalışmaktadır. İnsana yatırımı temel alan merkezimiz, canlı, yetenekli, soru soran ve bu nitelikleri sürdürebilmek için gerekli olan güce sahip beyinlerin yetişmesine katkı sağlama düşüncesiyle hareket etmektedir.

Evrensel eğitim ve öğretim ilkeleri doğrultusunda kurumsallaşmış bir eğitim odağı kimliğine sahip olmayı amaçlayan merkezimizin, temel kültür eğitimiyle bireye kazandırmak istediği nitelikler şunlardır:

- Temel kültür eğitimiyle birey, açık ve etkili düşünme ve yazma yeteneğine ulaşacaktır.

- Temel kültür eğitimiyle birey, evren, toplum ve kendisi hakkında eleştirel bir anlayışa kavuşacaktır.

- Temel kültür eğitimiyle birey, yaşam deneyiminden yararlı sonuçlar çıkarabilecektir.

- Temel kültür eğitimi alan birey, ahlak ve maneviyatla ilgili konularda düşünce sahibi olacaktır.

- Temel kültür eğitimi alan birey, herhangi bir bilim dalında bilgi sahibi olacaktır.

Söz konusu eğitim yoluyla kazandırılan bu özellikler, giderek bireyde üç temel karakterin yerleşip gelişmesine neden olacaktır: alçakgönüllülük, insanlık ve mizah duygusu. İnsanda nihai olarak entelektüel ve duygusal derinliğine yönelen bu sürecin ihmale gelir yanı yoktur. Ülke genelinde verilen yüksek öğrenimin kalitesi göz önüne alındığında ve bu nazik boyuttan olaya bakıldığında, biz, akademisyenlerimizin, muhasebecilerimizin, avukatlarımızın ve doktorlarımızın acı, sevgi, gülümseme, ölüm, din, adalet ve bilimin sınırları gibi konularda fikir sahibi olmasını istiyoruz. Bu, en son ilacı ya da yargıtayın son kararını bilmekten çok daha önemli olabilir. İnsana özgü anlayış, bilgisayara birkaç soru sorma düzeyine indirgenemez.

Barış Safran
Akademik Akademi Eğitim Merkezi
Tel: 0 212 543 44 42 – 0 212 543 86 42

NOTLAR
1. Bir okul müdürü her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlere bu mektubu gönderirmiş:

Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim.
Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü.
İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.

Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum.

Sizlerden isteğim şudur:

Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın. Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır...

(Eğitim ve öğretim bir bütündür fakat eğitimin, öğretim üzerindeki üstünlüğü tam bu noktada gözlemlenir.)

2. Photo: USHMM, National Archives and Records Administration

KAYNAKLAR
Henry Rosovski, The University: An Owner's Manual, New York: W.W. Norton, 1990
İsmail Doğan, Hazine Koruyuculuğu ya da Üniversiteli Olmak, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt: 27, Sayı: 1, 1994.